EĞİTİM VE FELSEFE
MEHMET TUNÇER
*Eğitim felsefesi; eğitime yön veren , amaçları şekillendiren ve eğitim uygulamalarına yol gösteren bir disiplin veya sistemli fikir ve kavramlar bütünüdür.
*Eğitim felsefesi; eğitimi bir bütün olarak ele alan ve kültürün vazgeçilmez bir öğesi biçiminde düşünen özenli , eleştirici ve yöntemli çalışmaların tümüdür.
*Eğitim felsefesi; eğitim uygulamalarına yön veren bir disiplindir.
Çünkü , eğitimde uygulama değeri olmayan bir fikir ve düşünce sistemi fazla anlam taşımaz.
Bu yönü ile eğitim felsefesi eğitim uygulamalarını sürekli eleştirici bir yaklaşımla değerlendirmek , uygulamaların dayandığı teorik temelleri incelemek ve eğitim uygulamaları için ülke gerçekleri ve ihtiyaçları , toplumun , kültürün ve insanın niteliği ile tutarlı eğitim teorileri ortaya koymak durumundadır.
*Eğitim felsefesi; eğitimin amaçlarını , kimin niçin eğitileceğini , ülkenin felsefesi ile tutarlı olarak koymak durumundadır.
Bir ülke insanlarının hayat görüşleri , inançları ve değerleri eğitim amaçlarına yansır.
Eğitim felsefesi epistemoloji (Bilgi felsefesi) den de yaralanır. Bilginin doğası , bilgi sisteminin yapısı , kaynakları (bilginin) ve bilginin geçerliği gibi epistemolojinin konusu olan sorunlarla eğitim programlarını hazırlayanlar yakından ilgilenmek durumundadır.
Eğitimle uğraşanlar felsefeden yaralanarak en azından felsefenin süzgecinden eğitimle ulaşmak istedikleri hedefleri ortaya koyar ve uygulamaları değerlendirmek için standartlar ve normlar formüle ederler. Her toplum kendi düşünce sistemini geliştirir.
Eğitim felsefesinde ortaya konan eğitimle ilgili düşünce kuramları normal felsefeden esinlenen yaklaşımlardır.
Eğitim felsefesi de (felsefe gibi) eğitimi; bütün unsurları doğrudan ve dolaylı ilgili olduğu bütün alanları dikkate alarak bir bütün olarak kavramlaştırmak durumundadır.
EĞİTİM FELSEFESİNİN İŞLEVLERİ
-Eğitimin felsefesi eğitimin hedeflerinin seçiminde , hedeflerin topluma , bireye uygunluk derecesinin tayin edilmesini ve hedefler arasındaki tutarlılığın kontrol edilmesini sağlar.
-Eğitim felsefesi eğitimin amaçlarının saptanmasında toplumun özelliklerinin , bireyin ihtiyaçlarının ve “konu alanı” gereklerinin hangi yönlerine ağırlık verileceğinin belirlenmesinde etkin rol oynar.
-Eğitim felsefesi , eğitim bilimleri ve eğitimle ilgili diğer bilimlerin bulgularını bütünleştirerek eğitim uygulamalarına çok yönlülüğü , geniş açıdan bakmayı getirir.
-Eğitim felsefesi öğrenme kuramlarını geniş bir perspektif içinde inceleyip çeşitli kuramların deneysel çalışmalarla ortaya konan bulgularını bütünleştirir. Eğitimci ve öğretmenlere değişik durumlar için çeşitli alternatifler ortaya koyar.
-Eğitim , insanın bütün yaşam süresi ve faaliyet alanlarıyla ilgilidir. Bunlar arasında anlamlı bağ kurulması , geçmişle bugün arasında sağlıklı bir bütünlüğün oluşturulması felsefi çalışmalarla mümkün olabilir.
-Eğitim felsefesi bir başka fonksiyonu halihazır eğitim faaliyetlerinin dayandığı teorik temelleri incelemek ve bunları eleştirmektir. Eğitimciler , sıkı sıkıya bağlandıkları ve en iyisi saydıkları uygulamaların temelindeki kuramsal dayanakların sağlamlığını ancak felsefi bir yaklaşımla ortaya koyabilir ve çözebilirler.
-Eğitim felsefesi , eğitim kuramlarının geliştirilmesi ile uğraşır.
-Bilimsel bilgiler ile uygulama sonuçlarını birleştirerek ülkenin toplumsal , kültürel , ekonomik yapısı ve değerleriyle tutarlı kuramlar geliştirme eğitim felsefesinin en önemli fonksiyonlarından biridir.
-Eğitim felsefesi eğitimci ve öğretmenin eğitimi bütün yönleriyle görmesine yardım eder.
EĞİTİM AKIMLARI
1. İlerlemecilik (Progressivism)
2. Esasilik (Essentialism)
3. Daimicilik (Prennialism)
4. Yeniden Kurmacılık (Re-constructionism)
5. Varoluşçuluk (Existentionalism)
1-İLERLEMECİLİK:
Pragmatik (faydacı)felsefenin eğitime uygulanışıdır.
Pragmatik felsefe değişmeyi gerçeğinin esası olarak görür.
Bu nedenle de eğitimin sürekli bir gelişim içinde olduğu öne sürülür.
Eğitimciler yeni bilgi ve çevredeki değişmeler ışığında politika ve yöntemlerini ayarlamaya hazır olmalıdır.
Eğitimin özü , tecrübenin sürekli olarak yeniden inşa edilmesindedir ;topluma uyum , dış dünyaya uyum , belli doğruluk , iyilik , güzellik kurallarına uyumda değil.
**İlkeleri:
1. Eğitim aktif ve çocuğun ilgilerine göre olmalıdır.
İlerlemeciler, çocuğun bir bütün olarak görülmesi gerektiğini kabul ederler. Buna dayalı olarak çocuğun merkezde olduğu bir eğitim düzeni önem taşır.
Çocuklar ilgi, kapasite ve özelliklerine uygun bir eğitim programı içinde yetişmelidir.
2. Öğrenmede “problem çözme”yöntemi esas alınmalıdır.
İlerlemeci eğitim görüşünde bilginin soyut olarak elde edilmesi ve bilginin öğretmen tarafından çocukları zihinlerine doldurulması görüşü yer almaz.
Bilgi önemli ve anlamlı ise, insanlar o bilgi ile birşeyler yapabilmelidir.
Bilgi etkileşim içinde aktif olarak kazanılmalı ve çocuğun ilgilerine bağlı olarak öğrenilmelidir.
Problem çözme bilgi edinmede esastır.
Bilgi yaşantı edinmede, yaşantıları geliştirmede ve yeniden düzenlemede bir araçtır. Bu açıdan problem çözme, kritik düşünme ve daha önce öğrenilmişlerin yeniden geliştirilmesini içerir.
3. Okul yaşama hazırlık olmaktan çok, yaşamın kendisi olmalıdır.
Okul, çocukların eleştirici güçlerini kullanarak yaşadıkları bir yer olmalıdır.
Okulda çocuğa uygun öğretim ortamları hazırlanırken, hayatında karşılaşacağı durumlara yer verilmelidir.
4. Öğretmenin görevi yönetmek değil, rehberlik etmektir.
Çocuklar kendi gelişimlerini kendileri plânlamalı, öğretmen de bu durumda onlara rehberlik etmelidir.
Öğretmen, öğretme ortamını hazırlayıcısı, yol göstereni ve koordinatörüdür. Otoritenin tek kaynağı olarak görülmemelidir.
5. Okul, öğrencilerin yarışmadan çok, işbirliğine özendirmeli ve yöneltmelidir. Uygar bir yaşam için eğitim bir gurup yaşantısı olmalıdır.
6. Demokratik eğitim ortamı; Bunun için de okulda, öğrencilerin kendi kendilerini yöneltmelerine, fikirlerin serbestçe tartışılmasına, okul faaliyetlerinin öğrencilerle birlikte plânlanmasına ve herkesin eğitim yaşantısı sürecine katılmasına imkan sağlanmalıdır.
İlerlemeciler,bireyin dinamik yönüne ağırlık getirerek, onun grup sürecine katılarak, bilimsel yöntemleri kullanarak kendi kendisini gerçekleştirmesine önem vermektedir.
2-ESASİLİK: (Essentialism)
Esasicilik bir felsefeye bağlı olmaktan çok doğrudan doğruya bir eğitim hareketi olarak ortaya çıkmıştır.
Birçok felsefi sistem ve görüşle uyum halindedir.
Esasiciler daha çok programların konu alanı üzerinde durur ve zamanın tecrübesinden geçmiş kalıcı temel konuların ve değerlerin seçimine önem verirler.
Öğretmen otoritesinin sınıfta yeniden oturtulmasını savunurlar.
*-Bu görüşe göre geçmişten gelen temel bilgi ve değerlerin önemli yanları korunup yeni kuşaklara öğretilirse, yeni kuşaklar geçmişin başarıları üstüne daha mükemmel bir uygarlık yaratabilirler.
*-Esasiciler okul programlarının geliştirilmesinde ağırlığı konu alanına verirler.
Konu alanının merkez alındığı programlar bu görüşün ürünüdür.
*-İlerlemeciler öğrenciye verdikleri serbestlik ve programda öğrenci ilgisine verdikleri aşırı önemden dolayı eleştirirler.
**İlkeleri:
1. Öğrenmenin doğasında, çok ve sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlanma / zorlama vardır.
2. Öğrenme zorlu ve çok çalışmayı gerektirir.
Disiplin eğitimde çok önemli bir yer tutar. Bu nedenle öğrenciye öğrenciye “kendisini disiplin altına alma “ öğretilmelidir.
Öğrencilere başlangıçta bazı şeyleri öğretmek zor gelebilir. Bu güçlükler disiplin içinde çözümlenebilir.
3. Eğitimde ve öğretimde “girişim” öğrenciden çok öğretmen olmalıdır. Bu nedenle öğretmen duygusal ve entelektüel yönden ehliyetli ve sınıfta lider olacak şekilde yetiştirilmelidir.
4. Eğitim sürecinin özü, “Konu Alanı”nın çok iyi özümlenmesi oluşturur.
Esasicilere göre, tarihin süzgecinden geçmiş temel bilgiler çocukluğun kendi tecrübelerinden daha önemlidir.
Programların çekirdeğini oluşturan teorik dersler, matematik, fen ve yabancı dillerdir.
5. Okulda zihinsel disiplin yaklaşımının geleneksel yöntemleri kullanılmalıdır.
Eleştirel Sonuç;İlerlemecilerin önem verdikleri “problem çözme” yeteneği her konuya uygulanamaz.
İnsanlığın süzgecinden geçen temel bilgiler soyut niteliktedir. Bunları pratik problemlere uygulamak her zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle genel kavramların geliştirilmesi ve hayatın bütününü kavratacak şekilde bir öğretimin yapılabilmesi için soyut düşünme, alıştırma ve ezberleme yöntemleri kullanılmalıdır.
3-DAİMİCİLİK: (Prennialism)
Bu akımın temelinde “Klasik realizm” yatar.
Bu eğitim görünüşü aynı zamanda idealistlerin bir çoğu da destekler. Eğitimin evrensel nitelikteki belli gerçeklere göre şekillendirilmesi üzerinde dururlar. Bunlara göre insanın doğası ve ahlaki ilkeler değişmez.
{(ide:değişmez öz)- idealizm(Platon) idealar dünyası / nesneler dünyası}
İnsanların bu değişmez ebedi gerçeklere göre yetiştirilmesi gerekir.
Eğitim sağlam ve doğru karakterli insan tipi yetiştirme işiyle meşgul olmalıdır.
İnsan doğasının en iyi yanı “akıl”dır.
Bu nedenle, eğitimde insan zihninin gelişmesine (entelektüel eğitime)önem verilmesi gerekir
**İlkeleri:.
1. Değişmeyen, evrensel bir eğitim
2. Entelektüel eğitim
İnsanın en önemli özelliği düşünme yeteneğidir. İnsan kendini akıllıca yönetebilecek şekilde yetiştirilmelidir. İnsan hem akıllıca bir yaşam, hem de özgürlüğünün sorumluluğunu taşıyabilmesi için eğitilme durumundadır. Uygar insanda özgürlük ve sorumluluk birbirini tamamlar.
Özgürlük: İstediğini, düşündüğünü yapma
Sorumluluk: Yaptıklarının neticesine katlanabilme
*Sorumluluk için özgür olmak şarttır.
3. Evrensel ve ebedi (değişmez) gerçeğe uyum için eğitim.
Eğitimde amaç, insanların dünyanın durumlarına uymalarını değil, değişmez gerçeklere (ideal-ide) uymalarını sağlamaktır.
Gerçek değişmez, her yerde aynıdır. Öyleyse eğitim de her yerde aynı olmalıdır. İnsanlar mutlak gerçekleri öğrendikleri ve ona uyum sağladıkları takdirde toplumda iyileşme olur.
4. Eğitim hayatın bir kopyası (taklidi) değil, ona hazırlıktır.
Daimicilere göre, okullar hiçbir zaman gerçek hayatın bir kopyası veya toplumun bir benzeri olamaz.
Okulun amacı, insan zihnini geliştirmek olmalıdır.
Daimciler “eğitim hayta hazırlıktır” derken, öğrencinin kültürel mirası ve değerleri benimsemesi, bu surette değerlerinin farkında olunmasının sağlanması ve onların gelişimine katkıda bulunması olarak yorumlamaktadırlar. Okulun temel işlevi kültürü etkili bir şekilde yeni kuşaklara aktarmaktır.
5. Çocuk ve gençlere dünyanın hem manevi hem de maddi gerçeklerini tanıtacak bilgiler verilmelidir.
Çocuklara belli zamanlarda önemli olan bilgiler yerine her zaman her yerde ve her yaşta geçerli bilgi ve değerler kazandırılmalıdır. Bunlar ise sırasıyla, beşeri bilimle, matematik, felsefe, mantık ve tabii bilimlerde bulunur.
6. Büyük kitaplar (Klasik eserler) eğitimi.
Öğrencilere evrensel sorunlar ve insanlığın üstün nitelikteki dilek ve istekleri edebiyatta, felsefede, tarih ve tabii bilimlerde geliştirilmiş olan eserler yoluyla öğretilmelidir.
İnsan doğasının evrenselliği ve insan aklının en iyi ve en güzel eserleri klasik yapıtlarda örneklendirilmiştir. Eğitimde bunlara ağırlık verilmelidir.
4-YENİDEN KURMACILIK: (Re-Constructionism)
Bu eğitim akımı ilerlemecilik akımının bir devamıdır.
Son gelişen akımlardan biridir.
Akımın dayandığı felsefe “pragmatizm” dir.
John Dewey, Isaac Bergson, T. Brameld temsilcilerindendir.
Eğitimin amacı toplumu yeniden düzenlemek ve toplumda gerçek demokrasiyi yerleştirmek olarak kabul edilmektedir.
Eğitim açık seçik bir sosyal reform hareketi geliştirmede önemli araçlardan biridir.
Eğitim yeni bir toplumsal düzen (social order) yaratmaya girişmelidir.
Toplumsal değişmede temel sorumluluk okullardadır.
Bu işte esas güç öğretmenlerdedir.
Okul yeni bir toplumsal gelişmeye imkan verecek biçimde geleceğe yönelik olmalıdır.
Bu akımın önemli özelliği, eğitimin davranış bilimlerinin bulgularına dayalı olarak toplumu yeniden inşa edeceğine inanılmasıdır.
5-VAROLUŞÇULUK:(Egzistansiyalizm -Existantialism)
Bu akımın dayandığı felsefe varoluşçuluktur. /J.P.Sartre
Varoluşçular insana önem verirler.
Varoluş özden önce gelir.
İnsan hayatı süresince ne yapacağı hakkında kararı kendisi vermelidir.
Her insan kendisinden, kendi değer yargılarından sorumludur.
Bu felsefenin eğitime getirmek istediği unsur “İnsan Özgürlüğü”dür.
Eğitim, kişinin kendi gerçek özellikleriyle tanımasına imkan vermelidir.
Okul programları “ kişiliklerin gelişmesine” yardımcı olmalıdır.
Öğretmenin görevi kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır.
Öğretimde kişiye değişik seçenekler vererek, doğruyu bulma ve kendi gerçeklerini seçme fırsatı verilmelidir.
Eğitimin Toplumsal İşlevi ( Eğitim Sosyolojisi ):
Eğitimin toplumsal işlevi toplumun sürekliliğini ve gelişimini sağlayacak, toplumla uyumlu bireyler yetiştirmektir.
Eğitim kurumları bu işlevini yerine getirmek için;
a) Öğrencilere toplumun kültürel mirasını aktarır.
b) Öğrencilerin toplumsallaşmasını (sosyalleşme) sağlar,
c) Yenilikçi ve toplumun kültürünü geliştirecek bireyleri yetiştirir.
Başa Dön